5 Aralık 2012 Çarşamba

ŞİRİN’CE BİR YER


Yıl 2010, bir kış günü, Şirince’yle tanıştım. Şirin mi şirin bir yer. Şaraplarıyla ünlü; karadutundan vişnesine çeşit çeşit meyve şarapları… Test etmek serbest; test ede ede sarhoş olmak kuvvetle muhtemel… Şarapları test ettik; beğendiklerimizi yüklendik ve ayrıldık Şirince’den. Aldığımız şaraplar nedeniyle Şirince etkisi birkaç ay daha devam etti evimizde ve ben, uzunca bir süre Şirince sayıkladım.

Kahvaltısı da ünlüymüş Şirince’nin; yazın gidip önce güzel bir kahvaltı yapmayı; sonra şaraplarından yudumlamayı planladım; ama ben planımı hayata geçirene kadar Şirince’nin hayatı değişti; ünü Türkiye sınırlarını aştı, dünyaya ulaştı. Rivayet şuydu; 21 Aralık’ta dünyaya çarpacak olan Marduk gezegeninin toslamayacağı iki yerden biri Şirince’ydi (diğeri Fransa’daki Bugarach Köyü). Bak sen şu dünyanın işine! Koskoca gezegen gelsin, dünyayı yok etsin, bizim Şirince’yi es geçsin. Söylentiye göre, Hz. İsa 21 Aralık gecesi Şirince’ye gelecek ve buradaki halkı kıyametten koruyacak. Aynı anda Fransa’nın Bugarach Köyü’ndeki Bugarach Dağı yarılacak ve içinden çıkan uzaylılar oradaki halkı kurtaracak. Şirince’de Hz. İsa, Bugarach’ta uzaylılar… Olmaz olmaz demeyelim. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi; “ya tutarsa”…

“Ya tutarsa” diyenlerin sayesinde Şirince’de butik otel odalarının fiyatları almış başını gitmiş. “21 Aralık 2012 Kıyamet Günü” adlı şarap çoktan piyasaya sürülmüş. Bugarach halkı ise, turistler köylerine zarar verdiği ve huzurlarını bozduğu için durumdan şikayetçi; sağda solda meditasyon yapanlardan artık illallah ediyorlar. Kaldı 16 gün. 21 Aralık’ta dünyanın sonu gelir mi gelmez mi bilemem. Bana göre gelmez. Gelirse de enteresan olur tabii… Geldik, yaşadık, hadi eyvellah der, gideriz. Altı ay ömrünün kaldığını söyleseler ne yaparsın diye soranlara cevabım hep aynı olmuştur; “aynen yaşamaya devam ederim”. 21 Aralık’ta dünyanın sonu mu geliyormuş; buyursun gelsin, başımızın üstünde yeri var. Hem ne demiş atalarımız “el ile gelen düğün, bayram.”