30 Ocak 2013 Çarşamba

GRİ SAHNE’DE “KUTLAMA” VAR


İngiliz oyun yazarı Harold Pinter’ın 2000 yılında kaleme aldığı son oyunu Kutlama, Gri Sahne tarafından Ümit Doğan rejisiyle sahneye konulmuş.

Kutlama seyircisi, seyir mekanına girdiği anda sahnedeki yerini almış olan oyuncuların yarattığı ürpertici ve soğuk atmosferle karşı karşıya geliyor. Sahne ışıklarının yanmasıyla birlikte herşey birden bire normalleşiyor ve verilen yemek siparişi üzerine sıradan konuşmalar başlıyor. Bir masada iki kız kardeşle evlenmiş iki erkek kardeş. Çiftlerden birinin evlilik yıldönümünü kutlamak için bir araya gelmişler. Evlilik yıldönümünün kutlandığı masadaki ışığın karartılmasıyla diğer masaya geçiliyor. Bu masada ise evli bir çift. İki masa arasında ışıklarla yapılan yolculuğumuz çiftlerden birinin, diğerini tanıması ve masaların birleşmesiyle devam ediyor.

Kutlama, geçmişle-şimdi, görünen gerçekle-saklı gerçek arasındaki didişmenin sahne üzerindeki yansıması adeta. Elit bir restoranda yemek yiyen bir grup “elit” insanın içindeki canavar bir anda ortaya çıkabiliyor. Oyun 21. yüzyıl insanın kendine ve topluma yabancılaşmasını bir restorana sıkıştırılmış bir grup insan üzerinden anlatıyor.

Pinter, kapitalizmin yol açtığı yalnızlığa ve yozlaşmışlığa absürd tiyatro penceresindenden ayna tutuyor. Absürd tiyatro, geleneksel tiyatro anlayışına karşı çıkar ve tiyatroya ait tabuları hem metin hem de sahneleme açısından reddeder. Kutlama, rejinin değil, metnin üzerine temellenen bir oyun olmuş. Oysaki absürd bir oyun, rejiyle şahlanmalıdır. Sadece diyolaglarla ilerleyen bir absürd oyunun durağanlaşması kaçınılmazdır. Kutlama, rejisörün sınırlarını pek de zorlamadığı, “temiz iş” çıkartma çabasıyla ortaya konulmuş bir oyun. Oyunculuklar ise, rejinin sınırları içinde kalmış ne yazık ki. Oyuncu için çok fazla alan kalmamış. Absürd bir oyuna “gerçekçilik” sınırları içerisinde yaklaşılması oyunun temel çıkmazı olmuş.

Kutlama, tiyatroya gönül vermiş insanların samimi çabasının sonucu olarak değerlendirilmeli. Haziran 2012’de kurulan Gri Sahne’nin tiyatro adına verdiği emek ve özveri ise kesinlikle yadsınmamalı.

Gri Sahne’de Pinter’ın Kutlama ve Samuel Beckett'in sekiz kısa oyunundan oluşan Kısalar’ının yanı sıra, Future Shorts Uluslararası Kısa Film Festivali kapsamında ödüllü yedi kısa filmi seyredebilirsiniz.

GRİ Sahne
Prof. N. Mazhar Öktel Sk. No:19/A Şişli - İstanbul
0507 845 15 74
0212 232 34 12

25 Ocak 2013 Cuma

DINNN MESAJINIZ VAR!!!


Bir mağazaya girip güzel güzel alışverişinizi yapıyorsunuz. Kasadaki hanımefendi ya da beyefendi tam da faturanızı keserken “bir de telefon numaranızı alabilir miyim?” diye çatadanak soruyor. Telefon numaranızı vermezseniz alışverişinizi tamamlayamayacakmışsınız psikolojisiyle çatır çatır veriyorsunuz numaranızı. Paketinizi alıp, mutlu mesut yolunuza devam ediyorsunuz. Aradan birkaç gün geçiyor ve telefonunuzda bir mesaj… Dınnnn “Falan Filan Fiştan Mağazası’nda size özel son indirimler…” Bu biiiir…

Tiyatroya gideceksiniz, rezervasyon yaptırmak için telefon ediyorsunuz. Telefondaki kişi gayet nazik bir şekilde “Hanımefendi telefon numaranızı alalım, oyunun iptali söz konusu olursa haber veririz” diyor. Aradan iki gün geçmeden telefonunuzda bir mesaj… Dınnn “Falan Filan Fiştan Tiyatrosu’nda son biletler sizin için…” Bu ikiiiiiiiiiiii…

Emlakçıya gidiyorsunuz. “Hanımefendi telefon numaranızı alalım yeni bir ev çıkarsa haber veririz” diyor. Aradan üç gün geçmiş geçmemiş, telefonunuzda bir mesaj… Dınnnn “Falan Filan Fiştan Evleri’nde son beş daire”… Bu üçççççççç…

Hiçbir şekilde müşterisi ya da muhatabı olmadığınız yerlerden gelen mesajlar da yok değil tabii... Numaramı nereden bulmuşlar diye merak etmeyin sakın! Onlar da sevgili GSM operatörünüzün size hediyesi… Bu döööört…

Bize daha iyi hizmet vermek için saat mefhumu olmadan 7/24 inatla arayanları da atlamak olmaz şimdi. Verdikleri hizmet gerçekten takdire şayan… Bir alkış da onlar için alalım lütfen!!! Hadi onlar da beeeeeş olsun…

Saymakla biter mi? Bence bitmez… Telefon numaralarımız ortaya dökülmüş. “Numaranıza mesaj gönderebilir miyiz?” diye soran yok. Hak onlarda, biz kimiz ki! Dınnn “son indirimler…”  zırrrr “size daha iyi hizmet vermek için…” Lütfen bana daha iyi hizmet vermeyin… Hatta mümkünse hizmet vermeyin!

Hayatlarımıza elleniyor. Her şekilde taciz ediliyoruz ve ne yazık ki yapacak hiçbir şeyimiz yok… Çünkü sahipsiziz!