25 Eylül 2012 Salı

SİHİRLİ DEĞNEK


Yaşama amacını kaybettiğin olur mu hiç? Herşey anlamsızlaşmıştır. Sabahları uyanmak, işe gitmek, çalışmak istemezsin… Bir kısırdöngünün içine girmiş öylece beklersin… Elin kolun bağlanmış; bağları çözmeğe gerek bile duymazsın. Durumuna bir ad koymaya çalışırsın. Depresyon? Tükenmişlik? Bıkkınlık? Hayat denizinde çektiğin küreklerin seni bir yere vardıramadığı hissi; Varamamışlık? Olamamışlık? Olduramamışlık? Bazen aylarca sürer bu kısırdöngü, hatta yıllarca… Sihirli bir değnek dokunsun ve hayatın değişsin diye öylece beklersin… Beklersin… Beklersin… Beklersin… Bekleme! Hep beklediğin o sihirli değnek aslında sensin… Yapman gereken tek şey kafanı gömdüğün yerden çıkartıp şöyle bir etrafına bakmak ve tüm gücünü  toplayıp hayatını oluşturan taşlardan birini yerinden oynatmak… Hayat bazen sarsılmaya, yerinden oynamaya ihtiyaç duyar; faylar kırılmadan zemin oturmaz.

Sihirli değnek olacak kadar cesursan hadi dokun hayatına!

13 Eylül 2012 Perşembe

ANNE Bİ GELLL!


Çoçukken ne zaman kabus görsem, yattığım yerden seslenirdim anneme “Anne bi gelll!”… Zamanla öğrendim kabuslarla baş etmeyi; lakin birşey hiç değişmedi… “Aşığım anne bi gelll!”, “Hastayım anne bi gelll!”, “Taşınıyorum anne bi gelll!”, “Canım sıkılıyor anne bi gelll!”, “Elbisem söküldü anne bi gelll!”, “Mutsuzum anne bi gelll!... “Mutluyum anne gelmesen de olur.”

Hiçbir karşılık beklemeden, başım her sıkıştığında, sıkıldığımda, bunaldığımda, yorulduğumda yanımda olan; kilometrelerce uzağımdayken 7/24 Çağrı Merkezi hizmeti veren özel insan, süper kadın… Sen hep yaşa, güzel yaşa emi…


Bu arada, sanırım yakında taşınıyorum anne bi gelll!!!

5 Eylül 2012 Çarşamba

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ ADI DOSTMUŞ


Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar “sen benim gerçek dostum, dosttan da öte kardeşimsin” diyen insanlar yaşarmış. Pek bir samimi, pek bir içten görünürmüş bu dostlar… Yenilenler içilenler ayrı gitmez; her baş sıkıştığında atlayıp anında yanında olunurmuş… Ailenin içine alınır; ailenin üyesi yapılırmış… “Beraber Yürüdük Biz Yollarda”yla başlanır “Biz Ayrılamayız”la bitermiş tüm şarkılar. Dost dostunun derdine derman olmaya çalışır; mutluluğuyla mutlu olurmuş… Gel zaman git zaman rüzgar dostlara farklı yönlerden esmeye başlamış. Dost diğer dostun hiçbir işine yaramaz olmuş. Eeee çıkarın olmadığı yerde dostluk olur muymuş! Maskeler düşmüş gerçek yüzler görünmüş… Bu arada Aristoteles diye bir düşünür çıkmış meydana  “Ey dostlarım dünyada dost yoktur!” deyivermiş. Herkesin ağzı açık kalmış. “Madem dostluk diye birşey yoktu, biz niye çırpınıp durduk” demiş insanlar. Vazgeçmişler dost edinmekten, dost bilmekten, dostluğa inanmaktan… Oldu olacak “dost” kavramını sözlükten de çıkartalım demişler… Ne lisanlarında ne de hayatlarında yeri olmuş dostluğun… Ve kafeste yalnız bir kuş gibi kendi içlerine kapanıp, yalnızlıklarıyla başbaşa yaşayıp gitmişler…

Her masal da mutlu bitemezmiş ya...