24 Mart 2012 Cumartesi

The Club’la AŞK ŞARKISI

Aşk Şarkısı, The Club’ın bu yıl sahneye koyduğu oyunlardan biri. Oyunun yazarı ve yönetmeni, gözlerinin içi tiyatro aşkıyla parlayan genç yetenek Cihan Sağlam. “Türkiye’de oyun yazarı yetişmiyor” şikayeti her fırsatta dile getirilirken; böylesi bir eksiklik içerisinde Cihan Sağlam’ın sadece yazmakla kalmayıp, Pınar Göktaş’la birlikte bir tiyatro alanı yaratmış olması takdir edilmeli.
                                                                                          
Gelelim Aşk Şarkısı’na…

Oyun, başarısız bir geçmişin gölgesinde, mutsuz bir hayatın içine gömülmüş bir baba ve kendilerini varetmeye çalışan iki oğluyla; bir dönem porno filmlerde oynamak zorunda kalan eski bir Yeşilçam aktristinin birbirleriyle paralel ilerleyen hikayelerini anlatır. Evin küçük oğlu porno yıldızıyla tanışır ve aralarında platonik bir aşk başlar. Diğer tarafta, evin büyük oğlunun hamile kalan Bosnalı sevgilisiyle ilişkisi ve iki kardeşin arkadaşlarıyla birlikte kurdukları müzik grubuyla hayata tutunma çabaları gözler önüne serilir. Ve bütün bunlar gündelik hayatın sıradan ve basit gerçekliğiyle yansıtılır.

Cihan Sağlam, “sıradan” insanların hayatını gayet sade bir üslupla sahneye koymuş. Yaklaşık iki saat süren oyunda sahneler arası geçişlerin rock şarkılarıyla yapılması oyunun durağanlıktan çıkmasına yardımcı olmuş. Yine de kimi zaman gereğinden fazla uzun tutulan diyaloglar arası esler oyunun temposunun biraz düşmesine yol açmış.

Bir evin oturma odasında geçen oyun, geçişlerle hem Yeşilçam aktristinin hem de baba ve oğullarının evi olarak kullanıyor. Dekorun değişmiyor olması birbiriyle paralel akan hayatlara anlamsal olarak hizmet ediyor. Tek sorun, sehpa ayaklarını oluşturan kitapların bir zamanlar porno filmlerde oynayan Yeşilçam aktristinin evinde bulunamayacak niteliklerde olması ya da bira içen bir ailenin evinde şarap kadehlerinin olması gibi, o hayatın gerçeğiyle örtüşmeyen aksesuvarların kullanılması. Aksesuvarlarda her iki kesimi de yansıtan tek bir paydada buluşulabilir.

Ve Oyunculuklar…

Aşk Şarkısı’nın merkezinde iki oyuncu dikkat çekiyor; Yeşilçam aktristini oynayan Serap Oral ve ona aşık olan Cavit Çetin Güner. Her iki oyuncu da abartıdan uzak doğal oyunculuklarıya başarılı bir performans sergiliyorlar. Tarkan Çeper, Fatih Altun, İpar Karaörs, Alp Derilgen, Pınar Göktaş, Murat Yılmaz ve Can Cano oyunu sürükleyen diğer isimler.

Oyuncularından, yönetmenine herkesin bir yürek çalıştığı The Club’da sadece oyun değil; ekibin samimiyeti ve enerjisi tiyatro adına umut veren bir tablo çiziyor… Ve Aşk Şarkısı, Asmalımescit’teki Hoş Apartmanında tiyatro severleri bekliyor. 

5 Mart 2012 Pazartesi

KAÇIP GİTMELER DİYARI


Ne zaman başım sıkışsa ya da kendimi kötü hissetsem, ya da hayat acı acı gelse üstüme, kaçıp gitmek isterim… Mücadeleden korktuğumdan ya da kaçak güreştiğimden değil; yorulduğumdan, sıkıldığımdan, çaresizliğimden… Böyle zamanlarda gidebileceğimiz bir diyar olsa; “Kaçıp Gitmeler Diyarı”… O diyara girmenin tek şartı çıplak ayaklı olmak olsa… Bir süre yaşasak o diyarda… Çıplak ayaklarımızla yürüsek, bulutları farketsek, ayla dost olsak, güneşle kardeş… Ve denize boşaltsak tüm yüklerimizi, kederlerimizi… Sonra o boşalan yerleri umutla doldursak… Dert, tasa, gam gördüğümüz şeyler buhar olup uçsa… Gülsek arkalarından “bu muydu dert dediğim attım gitti işte” desek… Kimseyi mutlu etmek zorunda kalmasak; sadece kendimizi mutlu edip, mutluluğumuzla dans etsek… Yarınsız ve dünsüz diyarda “zaman” nedir unutsak… Bildiğimiz bütün kavramlar, tabular, yargılar, inançlar siliniverse hafızamızdan… Güzel kokulu bir çiçek olsak; misler gibi koksak… Ilık bir denizin suyu olsak; hafif hafif dalgalansak… Biz biz olmasak, güzel olan herşey olsak…


Kaçıp Gitmeler Diyarı’na gidesim var bu aralar… Olsa da gitsek.