Hikayeler toplamı değil midir hayat? Anlatarak
çoğalır, dinleyerek zenginleşiriz. Peki ya günün birinde hikayemizin
çalındığını öğrenirsek? Bir kitabın sayfalarında göz göze gelirsek kendi
hikayemizle… Biz istemeden, bize rağmen hikayemize el koyarsa dinleyen…
Amerikalı oyun yazarı Donald Marguiles’in 1996 yılında kaleme aldığı Toplu
Hikayeler adlı oyunu, Kadriye Kenter yönetmenliğinde ve Defne Halman, Balam
Kenter çevirisiyle Türkiye’de ilk kez Kenter Tiyatrosu’nda hayat buluyor.
Toplu Hikayeler, ünlü oyun yazarı ve akademisyen Ruth
Steiner ve hem öğrencisi, hem de asistanı olan Lisa Morrison’un
öğrenci-öğretmen, arkadaşlık, meslekdaşlık düzleminde ilerleyen; kıskançlık,
öfke, sevgi gibi duyguların gel-gitinde varolan ilişkilerini gözler önüne
seriyor. Oyun, “sanat için herşey mübah mıdır?” sorusundan hareketle
profesyonel olanla kişisel olan arasındaki ince çizgiyi, iki kadının
dostlukları üzerinden ortaya koyuyor. Bu nedenle sadece sanatsal etiğe değil,
gündelik hayat içerisinde hepimizin yaşayabileceği sorgulamalara da dikkat
çekiyor.
Tek perdeden oluşan iki kişilik oyun Ruth Steiner’ın
evinde, hem çalışma odası hem de oturma odası olarak kullandığı tek bir mekanda
geçiyor. Dekor, oyunun gerçekçiliğine hizmet edecek şekilde tasarlanmış ve
oyunla bütünleşmiş.
Oyun hem iki kişilik olması hem de tek bir mekanda
geçmesi nedeniyle oyuncu performansı üzerinde temelleniyor. Kadriye Kenter
(Ruth Steiner) yine göz dolduran oyunculuğuyla tek başına oyunu alıp götürüyor.
Defne Halman (Lisa Morrison), içi yazma heyecanıyla dolu genç yazar adayını
oynarken, fazlasıyla çıtı pıtı olmaya çalışıyor; ki bu noktada doğallık
sınırını biraz aşıyor ve seyirci için yorucu olabilecek bir performans
sergiliyor.
Türk Tiyatrosu’na yeni oyunlar kazandırmak, daha önce
çevrilmemiş ya da oynanmamış oyunlar sahneye koymak tiyatroların önemli
misyonlarından biri olmalı. Bu noktada Kenter Tiyatrosu Türk seyircisini yeni
bir oyunla tanıştırdığı için özel bir alkışı hak ediyor. Toplu Hikayeler’de Ruth,
öğrencisi Lisa’nın öyküsünü eleştirirken şöyle der: “Hiçbir zaman gelişigüzel
yazmamalıyız. Hayatta çok fazla gelişigüzel şey var. Bunun hikayelerimize de
sızmasına izin vermemeliyiz. Hikayelerimizi değersizleştirmemeliyiz. Bu
hepimizin sonu olur.” Kenter Tiyatrosu’nun Toplu Hikayeler’i kesinlikle
gelişigüzel olmayan bir oyun. Çevirisi, rejisi, dekoru ve oyunculuğuyla emek
verilmiş bir oyun seyretmek isteyenlere…